Bu sabah Amman’da başlayan zirvede Arap liderler tarafından yapılan açıklamaları takip edenler, açıklamaların büyük çoğunluğunun ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’a hitap ettiğini ve genel olarak “bölgeyi tehdit eden” İran’a ve müttefiki olan Araplara karşı yeni bir “Sünni Arap Koalisyonu” kurulması hususunun ön plana çıktığını gözlemlemiştir.
Ayrıca Arap liderlerin zirveye gösterdiği bu yoğun ilginin Ürdün’ün olağanüstü ev sahipliğinden kaynaklanmadığını, bu zirvenin söz konusu koalisyona hazırlık amacı taşımasının bu hususta etken olduğunu, zirvenin Ürdün’de yapılması ile Ürdün’ün de bu yeni koalisyonun önemli bir parçası olmasının hedeflendiğini söyleyebiliriz.
Geçtiğimiz son 6 aylık süre zarfında aralarındaki anlaşmazlıklar giderek kızışan ve ilişkileri kopma noktasına gelen Suud ve Mısır açısından da bu zirve anlaşmazlıkların çözümü ve karşılıklı görüşme için “tarafsız bir zemin” olma özelliğine sahipti.
Zirvede konuşan Mısır’ın darbeci lideri Abdülfettah Sisi, İran’ın bölgede giderek artan nüfuzuna karşı kararlı bir şekilde karşı konulması gerektiğini ifade etti. Sisi’nin güçlü ilişkilere sahip olduğu Trump’la yaptığı görüşmelerin gölgesinde bu konuşmayı Suud hanedanına hitaben yaptığı göz önünde bulundurulduğunda şu iki meselenin de önem arz ettiğini söyleyebiliriz.
Öncelikle geçtiğimiz günlerde Muhammed bin Selman’ın Washington ziyareti esnasında, Amerikan başkanının, Suudlu müttefiklerine Kahire’yle ilişkilerin hızlıca iyileştirilmesi, bu bağlamda ilk olarak Suud’un aylık 700 ton oranında petrol desteği sağlaması hususunda tavsiyede bulunmasının önem arz ettiğini ifade etmeliyiz. Aynı süreçte Sisi’nin ABD Başkanının talebiyle Uluslararası Güvenlik Konseyi’ne sunduğu, “İsrail yerleşimciliğini” suçlayan ve acilen durdurulmasını talep eden kararını Trump görevi üstlenmeden hemen önce geri çekmesinin konuyla bağlantılı olduğu da ortada…
*
Mısır ve Suudlu liderler arasındaki görüşmelerin hemen akabinde iki ülkenin ilişkilerinde hızlı bir gelişmenin yaşanması ve Mısır cumhurbaşkanlığı sözcüsünün, Kral Selman’ın Suud’a yaptığı davetten memnun olduklarını, ilerleyen süreçte Suud’un da Mısır’ı ziyaret etmesini beklediklerini ifade etmesine çok da şaşırmadık.
Amman Zirvesi’nin İsrail’in çok da uzağında olmadığı yeni “Sünni koalisyonunun” oluşturulduğu zirve olduğuna, 6 seneden daha uzun bir süreden beri Filistin davasını göz ardı eden Arap devletlerin bu zirveyle Filistin meselesini gündeme taşıyarak söz konusu koalisyonun üzerini örtme çabasına girdiklerine şahit oluyoruz. Yakın bir zamanda Washington’da yeni koalisyonun liderlerinin İsrailli yetkililerle bir araya gelerek Arap-İsrail sorununun çözümü için ortak bir çalışma yürüttüklerine şahit olma ihtimalimiz çok da düşük gözükmüyor.
“İran tehlikesinin” abartıldığına ve Arapların yeni bir eksen oluşturabilmeleri için bu korkunun kullanıldığına şahit oluyoruz. Belki de Fas liderinin zirveye katılmama sebebi budur. Fas lideri ne kadar Arap Birliği’nin etkinlik alanının düşük olduğundan yakınsa da genel olarak bu çizginin içerisinde yer alıyor.
Öte yandan Kuveyt Emiri Sabah El-Ahmed Es-Sabah’ın yapılan diğer açıklamalardan farklı olarak konuşmasında güvenlik ve istikrarın tesisi için İran’la diyalog kurma yönünde çağrı yapması da ayrıca önem arz etti. Kuveyt Emiri Arap ümmetini de anlaşmazlıklardan uzaklaşmaya çağırdı. Bu çerçeve karşısında ‘acaba Kuveyt emiri perde arkasındaki konuşmalardan haberdar olduğundan dolayı kendisini ve ülkesini koalisyon dolayısıyla doğacak olan tehlikeden uzak tutmak için mi bu şekilde bir konuşma yaptı’ sorusunu sormak kaçınılmaz oluyor. Nitekim bir ay önce Kuveyt emiri İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’yi ülkesinde konuk etmiş, ondan önceki süreçte de Kuveyt Dışişleri Bakanı İran’a bir ziyaret gerçekleştirmiş ve yeni diyalog kanallarının oluşturulması hususunda bir arayışa girmişti. Bu ziyaretin ardından Suud, ABD başkanına kendisinin bu görüşmeden beri olduğunu ifade eden açıklamalarda bulunmuştu.
*
Amman zirvesi Arap dünyasında yeni bir aşamaya geçildiğinin habercisi olması hasebiyle bundan önce yapılan Arap zirvelerinden biraz daha farklı bir içeriğe sahip…
Arap Zirvesinin görünen ya da gizlenen sonuçlarına binaen zirveden sonra Ürdün’ün zirvenin lideri olarak Washington’a yapacağı ziyaretle ve ardından Sisi’nin önce Riyad’a, sonra Washington’a yapacağı ziyaretlerle yeni Sünni koalisyon için “yol haritasının” belirlenmesi bekleniyor.
Yorum yazarak İslami Analiz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan İslami Analiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler İslami Analiz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı İslami Analiz değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak İslami Analiz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan İslami Analiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler İslami Analiz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı İslami Analiz değil haberi geçen ajanstır.